SEÇİLMİŞ YAZILAR

Myers-Briggs Kişilik Tipi Göstergesinin Değeri

Robert Hogan

Merve Emre’nin yeni ve ilgi çekici kitabı, The Personality Brokers, Myers-Briggs Kişilik Tipi Göstergesini (MBTI) geliştiren ve sunan iki muhteşem kadının, Katharine Briggs ve kızı Isabel Myers’ın hayatına ve yaptıklarına odaklanan feminist bir bilimsel eser. MBTI dünyada en iyi bilinen ve en yaygın kullanılan kişilik “aracı”. Yazarlarıyla tanışmadım, ancak 1960’larda, MBTI’ın geliştirilme sürecinde sorumluluk üstlenen hemen hemen herkesi -hem eleştirenler, hem destekleyenler- tanıyordum. Bu dikkat çeken, başarılı ölçme ürününün avantaj ve dezavantajları üzerinde kısaca durmak bilgilendirici olabilir. Bence, MBTI’ın olumlu olan ve hatırlanması gereken beş ana özelliği var.

Birincisi; MBTI’ın ilk amacı değerli ve saygın bir amaçtı. İşe uygun insan seçiminde mantıklı bir temel sunarak, çalışanların hayat kalitelerini yükseltmek istenmişti. Çalışanları, hem onların mutluluklarını en üst düzeye çıkaracak hem de organizasyonların verimliliğini yukarıya taşıyacak şekilde sıralamak amacıyla, bir yerleştirme aracı olarak tasarlanmıştı. Kullanımı kolay bir yöntemdi. Bireysel mutluluğu ve kurumun üretkenliğini arttırmayı kim istemez?

İkincisi; MBTI’ın kökleri Jung psikolojisine dayanır. Carl Jung, parlak ve oldukça tuhaf bir psikiyatristti ve Freud'un ve psikanalizin öncü ve cesur bir destekçilerinden biriydi. Freud ve Jung arasında, 1913’teki ünlü ayrılıktan sonra; Freud, Jung’un fikirlerinin çoğunu, kendi fikriymişçesine benimsemesine rağmen; Freud’un destekçileri Jung’un fikirlerini gözden düşürmek için etkili ve uzun süren bir kampanya başlattılar. Freud, 60 yılı aşkın bir süredir, kişilik psikolojisini derinden ve pek çok yönden olumsuz etkiledi. 1970'li yıllarda etkisi yanlış nedenlerle olsa da azalmaya başladı. Freud, herkesin nevrotik olduğunu, yaşamdaki en büyük sorunun kişinin nevrozlarıyla uğraşması olduğunu ve değerlendirmenin amacının insanların nevrozlarının kaynağını tanımlamak olduğunu iddia etti. Bunun aksine MBTI, insanların güçlü yönleriyle ilgilidir; yani temelinden Freudyen yaklaşıma karşıdır ve bugün “pozitif psikoloji” olarak bilinen alana katkı sunan ilk çalışmalardan biridir.

Üçüncüsü; MBTI’ın popüler çekiciliğinin başlıca nedeni insanları tipler olarak tanımlaması. Ben bu yöntemin, bizim insanlar hakkında doğal olarak nasıl düşündüğümüzü yansıttığını düşünüyorum. Akademisyen psikologlar, kendilerine özgü mesleki nedenlerden dolayı, ayırıcı özellik kuramına kendilerini adamıştır ve ayırıcı özellik kuramını, geleneksel olarak kastedilen tiplerin ötesinde veri edinmek amacıyla kullanırlar. Benim tiplerden kastettiğim ise, Aristo’nun önerdiği şekilde, insanları doğal şekilde sınıflandırmak. Bu nedenle MBTI, tiplere odaklanarak oyunda öne geçmiştir.

Dördüncüsü; MBTI aslında belirli insan grupları için pazarlama stratejilerini uyarlamak için kullanılabilir. Bir INTJ'ye (bilim insanı) hitap edecek strateji, ilkesel olarak, bir ESFP'ye (new-age hipster) hitap edecek stratejiden oldukça farklıdır. İnsanların sosyal medya verilerini, onları bir MBTI tipi tanımı altına yerleştirmek için kullanmak ve onlara iletilecek mesajları buna göre şekillendirmek nispeten kolay bir görevdir.

Son olarak; insanları işlerle eşleştirmek için rehbersiz bir içgüdü kullanmaktansa MBTI puanlarını kullanmak büyük ölçüde tercih edilir. Yetenek yönetimi kararları, ne kadar deneyimli olursa olsunlar, İK profesyonellerinin gerekçeli fikirleri ile değil, değerlendirme verileri ile alınmalıdır.

MBTI’ın potansiyel kullanıcıları tarafından dikkate alınması gereken dört adet sorun da sunduğuna inanıyorum. İlk olarak, MBTI genellikle, geçerlilik verisi toplamadan, çalışanlarla ilgili kararları almak için kullanılıyor. Bu elbette araca değil ancak onu kullananlara atfedilebilecek bir sorun. Ancak MBTI’ın sadeliği ve kullanım kolaylığı, bu tür yanlış kullanımlara da yol açabiliyor.

İkincisi, MBTI’dan elde edilen veriler her zaman olumlu ve iyimserdir. Fakat insanlar, ancak neyi yanlış yaptıklarını bilirlerse performanslarını iyileştirebilirler. MBTI, karanlık tarafla ilgili, yani öğrenildiğinde kariyer gelişimini olumlu yönde destekleyen, diğer insanları rahatsız eden ya da uzaklaştıran, ilişkilerin dayandığı güven ve mahremiyeti yok eden davranış eğilimleri ile ilgili hiçbir bilgi vermiyor. Yani, MBTI’ın kariyer koçluğunu amacıyla kullanılması halinde sağlayacağı fayda sınırlı olacaktır.

Üçüncü olarak, MBTI, ayırıcı özellik psikologları için evrensel olarak kabul edilen Beş Büyük Faktör Modeli ile birlikte, hayattaki hiyerarşi ya da statü boyutu ile ilgili bilgi vermez. Her insan grubunda statü hiyerarşisi vardır; yukarıdakiler, ortadakiler ve alttakiler. Ayrıca, her insan grubundaki temel dinamik, bireysel güç arayışıdır. Hırs ve güç arayışı konusunda MBTI da Beş Büyük Faktör Modeli kadar yetersizdir.

Son olarak, ticari olarak kullanılan diğer çoğu değerlendirme yönteminde (Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri, California Kişilik Envanteri, Strong Mesleki İlgi Envanteri) olduğu gibi, yayımlandığı günden bugüne MBTI’da önemli bir güncelleme ya da değişiklik yapılmadı. Geniş bir arşiv tabanı olan ana değerlendirme aracında güncelleme yapmak pahalı ve zordur, ancak BMW’nin her üç yılda bir yeni bir ürün hattı ile çıkmasının ne kadar zor olduğunu hayal edin. Bir psikolojik ölçüm aracını güncellemek bunun yanında önemsiz kalır.

Kaynak:

Kaynak: https://www.hoganassessments.com/the-value-of-the-myers-briggs-type-indicator/?utm_source=hs_email&utm_medium=email&utm_content=65839210&_hsenc=p2ANqtz--8qndfFVIaGbrgaGc-vgzgCfKcvLonqnfI2YSldhpMYct7JPiPNfsgW5z1lgNcBQyB53MkyU63M7AXIxQHZlvQ0O5sww&_hsmi=65839210

 

  • Makaleyi Paylaş >
© BALTAS 2020 Tüm hakları saklıdır.