SEÇİLMİŞ YAZILAR

Yönetici ile İlişkiler

Prof. Dr. Acar Baltaş

Her çalışan yöneticisiyle iyi geçinmek zorundadır. Çünkü gücü elinde bulunduran yönetici, çalışanı işe alma, yükseltme, ücret artışı ve işin yükü ve niteliği ve işten çıkartma kararlarında belirleyicidir. Bu nedenle bir çalışanın yöneticisiyle ilişkilerine özen göstermesi, onu rahatsız etmekten kaçınması ve takdirini kazanmak için çaba göstermesi ve mutlu etmeye gayret etmesi kendisinin yararınadır. Bu önerilerin bazıları zorlayıcı gibi gelse de, bunlara uymak, mesleki geleceğini kurumsal hayatta arayan gençler için önem taşır.

Saygı göstermek

Saygı sağlıklı toplumsal ilişkilerin göstergesidir. İyi bir ilişkinin temeli yöneticinin gücünü anlamak ve ona uyumlu davranmaktan geçer.

  • Ona istediği şekilde hitap edin.
  • Ona öncelik tanıyın: Kendi görüşünüzü ortaya koymadan önce, onu anlamaya çalışın.
  • Telefondaysanız veya bir arkadaşınızla iş için bile konuşuyorsanız, yöneticinizin sizinle konuşmak istediğini fark ettiğinizde, konuşmanızı mümkünse kesin, değilse kısa tutun.
  • Onu rahatsız eden şeyleri yapmaktan kaçının: Bazı genç çalışanlar yöneticilerini anne-babalarının yerine koyarlar, küsmek veya aldırmazlık göstermek gibi olumsuz davranışlar gösterebilirler. Örneğin, duyarlı bir çalışan, yöneticisi zamana özen göstermesini istiyorsa, sabah vaktinde gelir, öğle yemeğinden zamanında döner. Yöneticisinin bu konuda yaptığı uyarıya “surat asarak” karşılık vermez.
  • Odasına gittiğinizde yöneticiniz oturmanızı söylemedikçe oturmayın.
  • Yöneticinin masasındaki eşya ve objeleri ellemeyin ve onlarla oynamayın.
  • Ölçülü ilişki kurun: Yöneticinizle ilişkinizde ve yaptığınız konuşmalarda,  onun hazır olduğu ve beklediği konular içinde kalın. Gerek havadan sudan konuşurken, gerek kişisel sorunlarınızı dile getirirken, onun ilgilendiği sınırlar içinde kalmaya gayret edin.
  • İltifat ve övgünüzde ölçülü olun. Herkes iltifattan hoşlanır ancak arkadaşlarınız ve kendisi, ona “yağ çektiğinizi” düşünmesin.
  • Zamanını ziyan etmeyin: Çok gerekmedikçe veya işle ilgili önem taşımadıkça yöneticinizin zamanını boşa harcayacak konuşmalardan kaçının.

Saygı kazanmak

Yöneticinize saygı göstermek kadar, ondan saygı görmek de önemlidir. Saygıyı kazanmak gerektiğini unutmayın. Ancak saygı kazanmak zamana ihtiyaç gösterir. Bu nedenle işe yeni başlayan bir çalışanın ilişki, tutum ve çalışma davranışları konusunda özenli olması gerekir.

Yöneticinin saygısı iki düzeyde kazanılır: Birincisi, işini ciddiye alan, iyi bir çalışan olduğunu göstererek. İkincisi, bulunduğunuz noktanın ötesinde yetkinliğe ve sorumluluk almaya hazır olduğunu göstererek.

  • İşe zamanında gelin: Görevini iyi yapan bir çalışanın işe on dakika geç kalması önemli olmayabilir. İstisna olan durumlar dışında işe geç kalmamak önem taşır. Yönetici geldiğinde çalışanlarını masasında veya işinin başında görmek ister.
  • İşe erken gitmeye gayret edin: İşe 10-15 dakika erken gelmek çalışmaya başlamasanız da yöneticinin takdirini kazanmak açısından önem taşır.
  • İstekli olmak: Görev sizi özellikle heyecanlandırmasa da, istekli ve heyecanlı gözükmek, işi daha iyi anlamak ve yöneticinin takdirini kazanmak açısından önemlidir.
  • Üstelendiğiniz görevi zamanında tamamlayın: Mazeret üretmeyin, tutamayacağınız sözleri vermeyin, üstlendiğiniz görevi zamanında bitirin. Bitiremeyecekseniz, bunu anladığınızda onu bilgilendirin.
  • Hiçbir talebi geri çevirmeyin: Çok geçerli neden olmadıkça, üstlenmemiz beklenen ilave iş veya sorumluluktan kaçınmayın. (Yerinizi iyice sağlamlaştırmanız ve sürdürmenize katkı sağlar)
  • Sorumluluk alın: Size önerilen bütün görevleri üstlenin. Üstlenmek istediğiniz bir görev başkasını verilirse ona gönüllü olarak yardımcı olun.
  • Kişisel sorunlarınızı işe getirmeyin: Hayat krizi niteliğinde olan durumlar hariç, kişisel problemleriniz ve özel hayatınızı iş ortamında fazla konu etmeyin.
  • Hayat krizi niteliğinde sorunları paylaşmak: Böyle bir durumda konuşulacak zamanı iyi seçin ve sorununuzu zihninizde bir ölçüde çözümledikten sonra paylaşın.

İş yerinde mahremiyet (Gizlilik)

Genç bir çalışan için iş ortamında mahremiyet çizgisinin nereden geçtiğini anlamak zaman alabilir. Yöneticiler büyük çoğunlukla özel bir odaya sahip oldukları için çalışanlarından daha avantajlıdır. Bu nedenle genç çalışanların özel hayatları ile ilgili konuları telefonla veya arkadaşlarıyla konuşurken dikkatli olmaları gerekir.

  • Aklınıza gelen her konu için yöneticinizin odasına girmeyin: Yöneticinizin odasına girmek için önemli bir nedeniniz yoksa onu meşgul etmeyin. Önem derecesi düşük konuları biriktirip, bunları topluca konuşun.
  • Kapıyı çalın: Birçok yönetici kapısı açık çalışır. Buna rağmen kapıyı vurmadan içeri girmeyin. Kendisi bilgisayarında çalışıyorsa onu bölmeyin ve sizi fark etmesini bekleyin
  • Gizliliğe saygı gösterin: Sizinle görüşürken kendisine bir telefon bağlanırsa, duyduklarınızı unutun. Bağlanan telefon ailesinden geliyorsa veya gizlilik taşıyan bir konuysa, sessizce odadan çıkın.
  • Kurum içinde kişiye özel bir bilgiye sahip olduysanız o kişi paylaşmadıkça bu konuyu unutmayı başarın

Eleştiri ve geribildirim

Günümüzde artık birçok yönetici, astına nasıl geribildirim vereceğini öğrenmiştir. Geribildirimin içinde eleştiri varsa, bunu da uygun bir şekilde yapmaya çalışır. Ancak birçok yönetici de bu konuda bildiklerini uygulamak konusunda başarısızdır. Bu yöneticiler, kızgınlık veya kaygılarını kontrol edemeyerek, “uluorta” konuşabilir ve kırıcı olabilirler.

İş hayatında başarılı olmak veya bir kurumda varlığını sürdürmek, yöneticinin geribildirim ve eleştirilerine (hak verseniz de vermeseniz de) kulak vermekten geçer.

  • Yöneticiniz tarafından eleştirildiğiniz zaman asla sözünü kesmeyin ve konuşmasını bitirmesini bekleyin.
  • Öncelikle kendinizi savunmak yerine, onun ne demek istediğini tam olarak anlayın. Söze ne anladığınızı belirterek başlayın.
  • Savunmaya geçmiş veya mazeret üretir gibi algılanmamaya gayret edin. Eleştiri konusuyla ilgili yöneticinizden farklı bir bilgi ve veri içeriyorsa, kendi görüşünüzü belirtin.
  • Ses tonunuza dikkat edin. Kişi fark etmese de gerginlik kendisini ilk olarak ses tonuyla ortaya koyar. Bu da karşıdaki kişinin gerginliğinin artmasına neden olur. Bu nedenle ses tonunuza odaklanın ve gerginleşmemesine özen gösterin.
  • Konuşmanın sonunda, hatalıysanız özür dileyin ve daha dikkatli olacağınızı söyleyin.
  • Konuşma biterken, bundan sonra sizden ne beklediğini sorun veya nasıl davranmanız gerektiği konusunda ne anladığınızı açık bir cümleyle ifade edin.
  • Yöneticiniz eleştiri ve geribildirimini uygun bir dille yapmışsa veya konuşma sonunda bir anlaşmaya vardıysanız, kendisine teşekkür edin.

Şikâyet ve dedikodu

Şikâyet ve dedikodunun olumsuz, istenmeyen ve uygunsuz bir davranış olduğunu herkes bilir. Ancak kabul etmek gerekir ki, bu iki tutumla da kurumsal hayatın bir parçası olarak çok sık karşılaşılır.

  • Önemsiz konuları yöneticinize şikâyet etmeyin: Yöneticinizi küçük ve değersiz konularla meşgul etmeyin.
  • Arkadaşınızı şikâyet etmekten kaçının: Bunu yapmak için gerçekten çok iyi bir nedeniniz olmalıdır. Şikâyetiniz somut verilere dayanmalı ve bu bilgiyi vermemiş olsanız, işle ilgili olumsuz sonuçlar getirecek olmalıdır.
  • Kendi etki alanınızdaki konuları, arkadaşlarınız arasında şikâyet konusu yapmayın: Çayın soğukluğu, yemeğin kalitesi veya günlük program akışında size uygun gelmeyen konuları sohbetlerinize malzeme yapmayın. Kendi gayretinizle çözülebilecek olanları çözmek için girişimde bulunun.
  • Yöneticinizden şikâyet etmeyin: Yöneticinizin en son duymak isteyeceği şey, onun hakkında yaptığınız olumsuz konuşmalardan haberdar olmak olacaktır.
  • Yöneticinizi şikâyet edecekseniz, çok dikkatli olun: Bunun için geçerli ve kanıta dayalı sebepleriniz olmalı. Kurumsal yapı ve işleyiş açısından doğru kişiye yapılmalıdır.
  • Arkadaşınızla ilgili dedikodudan kaçının: Kendinize bir ilke koyun ve ortamda bulunmayanın hakkında konuşmayın. Yapılan konuşmalara da katılmayın. Bunu başarabildiğiniz takdirde kurum içinde en çok güvenilen kişilerden biri olursunuz.

Karşı cinsiyetle ilişkiler

Birçok genç ve bekar insan hayat arkadaşını işyerinden bulur. İş yerinde duygusal ilişkilerden kaçınmak gerektiği genel bir doğru olsa bile, farklı cinsiyetler arasında çeşitli düzeylerde yakınlaşmalar kaçınılmazdır. Bu konuda bazı noktalarda dikkatli olunursa, istenmeyen gerginlik ve itibar kayıplarından kaçınmak mümkün olur.

İş yerindeki arkadaşlıklarınızı kısa süreli ilişkiler için kullanmayın. Kendinizi kontrol edin ve kısa süreli bir heyecan için uzun süreli rahatsızlık yaratacak olumsuz duygulara neden olmayın.

  • Niyetinizin doğru anlaşılması için dikkatli olun: Karşı cinsten bir iş arkadaşınızı öğle yemeği veya kahve arası için sizinle birlikte hareket etmeye davet ediyorsanız bunun özel bir davet olarak algılanmamasına dikkat edin.
  • Sözsüz ve dolaylı mesajlara duyarlı olun: Eğer çevrenizdekiler öğle yemeği için birlikte hareket ediyor ve sizi dahil etmiyorlarsa, bunun tesadüf mü, kasıtlı mı olduğunu anlamaya çalışın. Bu durum üç-dört kere tekrarlanıyorsa, ısrarlı olmayın ve kabul göreceğiniz başka bir gruba dahil olmaya çalışın.
  • Karşınızdakinin niyetini ve beklentisini anlayın: Uzun süreli bir ilişki düşünüyorsanız, sözsüz işaretlere özellikle duyarlı olun. Çünkü karşınızdaki kişinin böyle bir niyeti yoksa veya tersine bir durum varsa, ortaya çıkacak olan hayal kırıklığını tamir etmek güç olabilir.

Temel kurallar

  1. Çalıştığınız kurumla ilgili ne kurum içinde ne de dışında olumsuz konuşun.
  2. Şikâyet ederek veya söylenerek çevreye olumsuz enerji yayan kişi olmayın.
  3. Çalışma arkadaşlarınızın özel hayatlarıyla ilgili merak göstermeyin. Size anlatılanla yetinin. Öğrendiklerinizi başkalarına anlatmayın.
  4. Aldığınız açık ve örtük eleştirilerdeki gerçek payını anlamaya çalışın.
  5. Arkadaşlarınızla ve yöneticinizle ilgili olumsuz konuşmayın, orta yerde eleştiri yapmayın.
  6. Ortamda bulunmayan kişinin arkasından konuşmayın, yorum yapmayın. Bunu herkes yapıyor olsa da, bu yakışıksız davranışın adı “dedikodu”dur ve güvenirliğinizi zedeler.
  7. Kendinizi anlatmaktan çok, çevrenizi ve çevrenizdekileri anlamaya çalışın. Neden bir ağzımız, iki kulağımız olduğunu düşünün. Bu aynı zamanda, “konuşmaktan çok dinleyin” anlamına gelir.
  8. Geleneksel nezaket kurallarının değerini küçümsemeyin. Erkekseniz kadınlara kapıdan geçişlerde öncelik verin, merdivenlerden inerken de, çıkarken de önünde kalın. Sigara içilen ortamda kadınların sigarasını yakın. Dışarıda yemek yenilen durumlarda önce kadınların sipariş vermesine imkan verin.

Sonuç

Bu sıralananların hepsi her kurum için ve bütün yöneticiler için geçerli olmayabilir. Ancak kurumsal farkındalık, sosyal becerilerin önemli bir parçasıdır ve hayat başarısında önemli bir rol oynar. Her insan girdiği ortamda bir enerji transferi yapar. Kimi giderken mutlu eder, kimi de gelirken mutlu eder. Giderken mutlu edenler, insanların enerjisini alır; gelirken mutlu edenler ise enerji verir. Siz buradaki önerilere uyun ve gelirken mutlu edenlerden olun. Sonuç olarak kurum içinde görmek istediğini saygıyı “kazanmak” zorunda olduğunuzu unutmayın.

  • Makaleyi Paylaş >
© BALTAS 2020 Tüm hakları saklıdır.