Aşk ve Evlilik Konusunda Yanılgılar (*)

Ana sayfa / Blog | Seçilmiş Yazılar / Aşk ve Evlilik Konusunda Yanılgılar (*)

İnsanların hayatlarında verdikleri üç önemli karar vardır. Bunlar, “nerede yaşayacağım?”, “ne yapacağım?” ve “bunu kiminle yapacağım?” sorularının cevabıdır. Bu kararları vermek, bundan yūz yıl öncesine kadar, insanların çok büyük çoğunluğu için kolaydı. Çünkü insanlar doğdukları yerde yaşar, erkekler babalarının işini yapar, kızlar da ailelerinin yakın çevrelerinde uygun gördükleriyle evlenir ve hayatını sürdürürdü. Ancak günümüzde meslek seçimi ve eş seçimi insanların vermeleri gereken en önemli iki karar olarak önlerinde durmaktadır.

 

Eş veya partner seçimindeki en büyük yanılgılardan biri, insanların belirli özelliklere başkalarından daha çok değer verdiklerine inanmalarıdır. İnsanlara müstakbel partnerlerinde hangi özellikleri aradıkları sorulduğunda, kibarlık, duyarlılık, sevecenlik, korumacılık gibi genel özellikler ağır basmaktadır. Partner seçimiyle ilgili bu beyanlarda bulunanlar, kendilerinin bu tercihlerinde özel olduklarını düşünürler. Oysa bu arayış neredeyse dünyanın her yerindeki insanlar için geçerlidir. Diğer taraftan çok sayıda araştırma, erkek ve kadınların eş ve partner seçimi konusunda tercih nedenlerinin farklı ve kadınların erkeklere kıyasla daha seçici olduğunu doğrulamıştır. Erkeklerin kararlarını daha çok dış görünüş ve cinsel çekicilik belirlerken, kadınların kararlarını erkeğin kazancı ve kendisine sunulacak imkânlar belirlemektedir.

 

Gerçekte neyi seçeriz?

Shackleford ve arkadaşları 37 farklı kültürden 9800 kişiyle yaptıkları bir araştırmada (1), insanların uzun süreli bir ilişkide uyumlu olmasının dört boyut üzerindeki tercihlerine bağlı olduğunu ileri sürmüşlerdir:

 

  1. Sosyallik-Dinsel uyum
  2. Aşk-Statü ve varlıklılık
  3. Bağlılık/denge-Güzellik (yakışıklılık)/sağlıklılık
  4. Eğitim/zekâ-Evcillik/çocuk bakımı

Bu geniş kapsamlı araştırmada erkeklerin müstakbel eşlerinde fiziksel çekicilik, sağlıklı olma, çocuklarına bakma ve evine özen gösterme özelliklerini; buna karşılık kadınların olgunluk, sadakat, eğitim, sosyal statü ve ekonomik istikrar aradıklarını ortaya koymuştur. Yukarıdaki değişkenler açısından değerlendirildiğinde erkekler daha çok aşk, güzellik/sağlıklılık, evcillik/çocuk bakımı üzerinde dururken, kadınlar eğitim/zekâ, statü ve varlıklılık, bağlılık/denge üzerinde durmaktadır. Sosyallik ve dinsel uyum açısından kadınların sosyalliğe, erkeklerin ise dinsel uyuma biraz daha fazla önem verdikleri görülmüştür.

 

Fisman ve arkadaşlarının araştırması özellikle önem taşımaktadır (2). Bu araştırma, ABD’de yaygın olan “hızlı flört” ortamında gerçekleştirilmiştir. Bir partner bulma amacıyla bu ortama giren kadın ve erkeklerin, karşı cinste en çok aradıkları özelliklerin çekicilik, samimiyet, zekâ, neşelilik, hırs ve paylaşılan ortak ilgi alanları olduğu bulunmuştur. Bunlar arasında da en önemli olanların çekicilik, zekâ ve hırs olduğu görülmüştür. Bu araştırma da diğer araştırmalar gibi erkeklerin fiziksel çekiciliğe, kadınların zekâya daha çok önem verdiklerini ve aynı çevrede yetişmiş olmayı tercih nedeni olarak ortaya koyarken, iki cinsiyet arasında önemli bir farkı vurgulamıştır. Erkekler kadının zekâsının ve hırsının kendilerininkini aştığını hissettikleri durumlarda, bu özelliği tercih etmemektedir. Bu araştırmanın ilginç bir sonucu da seçenek sayısı arttıkça (grup büyüdükçe) kadınların daha çok kararsız kalmış olmasıdır.

 

Görücü usulüyle yapılan evliliklerin en güçlü yanı, ailelerin beraber geçirilecek bir yaşam için en önemli özellik olan “değerler” uyumuna önem vermeleridir. Bu yöntemin ikinci yararı, tarafların bir beraberliği yaşanmaz hale getiren kötü alışkanlıkların önemli ölçüde bertaraf edilmesiydir. Kadın-erkek ilişkileri konusunda uzman sayılan ve kendisini “attractionist” olarak tanımlayan Eli J. Finkel, insanların hipotetik partnerleriyle ilgili beyanlarını, fotoğraflara bakarak yaptıkları seçimleri ve bu kişilerle karşılaştıkları zaman ortaya çıkan durumları, hızlı flört gecesi ortamında araştırmıştır (3). Bir hafta önce verilen beyanlarda erkeklerin fiziksel çekiciliğe kadınlardan daha fazla, kadınların ise kazanca erkeklerden daha çok değer verdiği, kişiliğe her iki cinsiyetin de aynı ölçüde önem atfettiği görülmüştür. Ancak araştırmanın ilginç bulgusu karşılaşma sonrası kadınların tercihlerinde, daha önceki beyanlarının aksine fiziksel çekiciliğin rol oynadığının ortaya çıkmasıdır. Bu araştırma, fiziksel çekiciliğin önemli olmadığını söyleyenlerin de gerçekte buna önem verdiklerini ortaya koymaktadır.

 

Bu araştırmaların, kültürlerarası olan hariç, hemen tümü üniversite öğrencileri veya lisansüstü öğrenciler arasında yapılmıştır. Finkel, 41 yaş ortalamasına sahip ve yüzde 56’sının romantik ilişkilerini sürdürdüğü 502 kişiyle yaptığı bir araştırmada önce tercihleri sorgulamış, 2,5 yıl sonra da süregiden veya bu arada sonlanmış olan ilişkilerinde, partnerlerinin özelliklerini incelemiştir. Bunun sonucunda kişilerin beyanları ile yaptıkları seçimler arasındaki ilişkinin zayıf olduğu ortaya çıkmıştır (4). Birçok beyanda sözü geçen “kimyasal uyumun” sadece sözde kaldığı anlaşılmaktadır. Sözlü beyanlar, kişinin kahvesini şekerli mi sade mi, yemekte suyu mu, kolayı mı tercih ettiğini söylediği durumlarda geçerlidir. Ancak bu ön beyanların, partner seçimi gibi hormonların harekete geçirdiği duygu dünyasında fazla değer taşımadığı anlaşılmaktadır.

 

İnternet Çağı

İnternet çağında aşk ve evlilik gibi önemli bir konuda verilen kararların niteliğinde değişiklikler olmuştur. Çevrim içi eş ve arkadaş bulma endüstrisinin 2,4 milyar dolara ulaştığı ve genç Amerikalıların yüzde 38’inin arkadaşlık sitelerini kullandığı bildirilmektedir. Bugünün gençleri ellili yaşlarını sürenlerin hayal edemeyecekleri kadar büyük bir seçim imkânına sahiptir. Ancak hiç şüphesiz bu geniş havuz, kendisine katılanlara sunduğu imkânlar kadar zorluklar da getirmektedir. Bolluk Paradoksu kitabının yazarı Barry Schwartz, seçim kararını verecek olanları, “kanaat edenler” ve “mükemmeli arayanlar” olarak iki gruba ayırmıştır. Yukarıdaki araştırmalarda da belirttiğimiz gibi seçenekler arttığında ve mükemmeli bulmanın mümkün olduğuna inandıklarında kişiler kararsız kalmaktadır. Çünkü tercihleri sonucunda karşılarına çıkanın gerçek istedikleri olmadığı ortaya çıkmaktadır.

 

Sanal ortamda ağ üzerinden partner aramak, üzerindeki etikette yazanlara bakarak kuru pastanın tadına karar vermeye benzer. İnsanları, beyan ettikleri bireysel özellikleriyle tanımaya çalışmak, bir yiyeceğin kimyasal bileşenleri ile tadı konusunda fikir sahibi olmak gibidir ve çok büyük çoğunlukla hayal kırıklığıyla sonlanmaktadır.

 

Çevrim içi arkadaşlık ve eş bulma siteleri ile şirketlere yüksek ücretlere üst düzeyde yönetici bulan (head hunter) kuruluşların hazırladıkları CV’ler arasında büyük bir paralellik vardır. Her iki tür CV’de de kişiler, “mükemmele en yakın” şekilde tanımlanırlar. Bu nedenle bu sitelere “kendini aldatma sirki” denmektedir. Bu sitelerde belirleyici olan yazılı profil değil, eşlik eden resimdir. OkCupid sitesinin yaptığı çalışmada siteye koyulan fotoğrafın, yazılı profilden daha etkili olduğu bildirilmiştir (5). Aynı sitenin yaptığı bir başka araştırmada ise en fazla üzerinde durulan konuların sigara kullanımı, siyasi tercihler ve çocuk sahibi olma hakkındaki görüşler olduğu bildirilmiştir.

 

Sonuç

Eş ve partner seçimi konusunda gerek internet kullanımı gerekse çevrim içi eş bulma sitelerinde ortaya çıkan, fazla değişiklik göstermeyen ve sık tekrarlayan bazı temel özellikler vardır. Bunlar, önceki beyanları ne olursa olsun erkeklerin seçiminde dış görünüşün; kadınlarınkinde ise kazanç, eğitim ve zekânın belirleyici olduğudur. Bu, evrim psikolojisi açısından son derece anlaşılır bir durumdur. Evrim psikologları erkeklerin soylarını en iyi temsil edecek sağlık ve güzellikte nesillerin peşindeyken, kadınlar da kendilerinin ve çocuklarının bakımını en iyi şekilde karşılaması muhtemel eşlerin arayışı içindedir (6). İlginç olan, kendisini tekrarlayan bütün bu süreç içinde herkesin, kendi tercihinin özel ve biricik olduğunu düşünmesidir.

 

(*) Bu yazı Akılsız Duyguların Cezasını Kararlar Çeker (Remzi Kitabevi) Kitabından küçük değişiklerle alınmıştır.

 

Kaynaklar
  1. Shackelford TD, Schmitt DP, Buss DM. Universal dimensions of human mate preferences. Personality and Individual Differences 2005; 39(2): 447-458.
  2. Fisman R ve ark. Gender differences in mate selection: evidence from a speed dating experiment. The Quarterly Journal of Economics 2006; 673-697.
  3. Finkel EJ, Eastwick, PW. Speed-dating. Current Directions in Psychological Science 2008; 17: 193-197.
  4. Eastwick PW, Finkel, EJ, Eagly AH. When and why do ideal partner preferences affect the processes of initiating and maintaining romantic relationships? Journal of Personality and Social Psychology 2011; 11: 1012-1032.
  5. Your Looks and Your Inbox [İnternet]. Uygun erişim: http://blog.okcupid.com/in- dex.php/your-looks-and-online-dating/
  6. Buss DM. Toward an evolutionary psychology of human mating. Behavioral and Brain Sciences 1989; 12(1): 39-49.

Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Bu hizmetimiz ile ilgili sorunuzu yanıtlamamız için formu doldurabilirsiniz. En kısa sürede yanıt vereceğiz.
TOP