Başarı, Mutluluk ve Huzur Çelişkisi

Ana sayfa / Blog | Seçilmiş Yazılar / Başarı, Mutluluk ve Huzur Çelişkisi

Gündelik hayatın bize yüklediği sorumluluklar, hayat standardımızı yükseltmek üzere hep bir yerlere ve bir şeylere yetişerek yaşama zorunluluğu, insanları özünden kopartıyor ve hayat kalitesini düşürüyor. Oysa otuzlu yaşlarını geride bırakıp kırklı yaşlarına yaklaşanlar parayla kitap alındığını ancak bilgi alınamadığını; cinsellik alındığını, aşk alınamadığını; pahalı saatler alındığını, zaman alınamadığını; yağcı ve yancı arkadaşlar bulmanın kolaylığını ancak bunların dost olmadığını; herkesin gıpta ettiği bir eve sahip olmanın mümkün olduğunu ancak bunun o evi yuva yapmaya yetmeyeceğini öğrenir. İnsanlar daha çok para kazanırlarsa daha iyi yaşayacaklarını düşünür ancak en çok sahip olmak isteyecekleri şeylerin parayla alınamayacak şeyler olduğunu bilmezden gelir veya unutur.

 

Başarı huzur getirmiyorsa kimseyi mutlu etmez. Bir mevkiyi veya maddi bir sonucu elde ederek mutlu olacağına inanmak, bin bir zahmetle çıkılan bir ağacın tepesindeki acı meyveyi yemeye benzer ve hayal kırıklığı yaşatır. Başarı soyut bir kavramdır ve kişinin baktığı seviyeyle ilgilidir. Eğer bulunduğumuz çizginin (statünün) üstüne bakarsak kendimizi çok değersiz görürüz. Buna karşılık bulunduğumuz çizginin altına bakar mahalle ve okul arkadaşlarımız arasında bizim yerimizde olmak isteyecek onlarca (belki yüzlerce) kişi olduğunu görürüz.

 

Olgun insan olmak

Yetişkinlik döneminde huzuru bulmak ve anlamlı bir hayat yaşamak olgun insan olmakla mümkündür. Anlamlı bir hayat, değer verdiği bir ve değer gördüğü bir ilişkiye sahip olmak, anlamlı bir üretim içinde olmak ve kendini aşan bir amaca hizmet ederek yaşanır. Bunun için de “dünyada en iyi olmaya çalışmak” gibi bir illüzyon peşinde koşmak yerine, “dünya için iyi bir insan olmak” gibi hem gerçekçi hem de kişiyi huzura yaklaştıran bir yaklaşımı benimseyerek olur.

 

Başarısızlık duygusu yaşayarak mutlu olmak mümkün değildir ancak yaşamında maddi varlık ve unvanlar elde edip başarılı olan ve yüreğindeki sızı ile yaşayan çok insan olduğunu herkes bilir. Çünkü mutluluk elde edilenlerle değil, yolculuğun kendisine yüklenen anlamla yaşanır çünkü böyle bir yolculuk “huzur” verir. Mutlak huzur hayatın ilk üç yılında yaşanır. Çocuk kurallı oyun gruplarına girinceye kadar hakimi mutlak, kadiri mutlak ve ölümden habersizidir. İlgili bir ailede ne istiyorsa ve ne zaman istiyorsa olur. Bu özellikler tanrıya atfedilen vasıflardır.  Çocuk okul öncesi eğitim gruplarına katılınca en yükseğe zıplayanın, en uzağa atlayanın kendisi olmadığını görür; kadiri mutlak olmadığını anlar ve gerçeklik ilkesiyle tanışır. Bir şey istiyorsa, karşılığında bir şey vermesi veya yapması gerektiğini öğrenir ve hakimi mutlak olmadığını görür ve karşılıklılık ilkesiyle tanışır. Zaman içinde ölüme de anlam yüklemeye başlar ve mutlak huzur biter.

 

Mutlak huzur olgun insan olmakla mümkündür demiştik. Olgun insanın özellikleri hoşgörü, bağışlayıcılık, sevgi, sabır, cömertlik, empati, bağ kurmak, bilgelik ve sahip olduklarının değerini bilmektir.

 

Huzurlu olmak ise manevi açıdan gelişerek gerçekleşir. Merhamet, insanları sevmek, bağışlayıcılık, yardımseverlik maneviyata giden yolda yapıtaşlarıdır. Dine dayalı inanç sistemi maneviyatı teşvik eder ve kolaylaştırır. Ancak dinsel inanç olmadan da maneviyat mümkündür. Bu da kuvvetli bir vicdana sahip olmakla mümkündür. Vicdan, sorumluluk demektir. İnsan dünyaya “bedeni” ile gelir. Üç yaşından sonra bedenini annesinden ayırır ve “ben”i gelişmeye başlar. Vicdan ise kişi olgunlaştıkça gelişir ve uygun olmayan davranışlarından ötürü ona “sorumluluk” yükler ve “azap” çektirir. Türk kültürü vicdan geliştirme konusunda çok başarılı değildir. Çocukları büyütürken bir yere çarpıp canları yandığında masa veya sehpayı “döveriz.” Böylece hatalı davranışlarla ilgili sorumluluğu “dış” nedene yükleriz. Toplum önünde hatasından ötürü “özür dileyen” bir siyasetçi, spor yöneticisi veya sanat dünyasından birini bulmak rastlanabilir bir durum değildir. Bunun sonucunda bireyler topluma zarar veren ve sadece kendi çıkarlarını gözeten davranışları konusunda son derece “esnek” bir vicdan geliştirirler.

 

Türkiye’de yapılan araştırmalar; kadınların ahlaki olgunluğunun erkeklerden daha yüksek olduğunu, 12. Sınıftan başlayarak ahlak normlarına uyma eğiliminin azaldığı ve en önemlisi, babanın eğitim seviyesi yükseldikçe çocukların vicdan gelişimlerinin zayıfladığını ortaya koymuştur. Bu ironik durum ABD’nin 26. Başkanı Theodore Roosevelt’in, “Bir bireyi zihinsel olarak eğitip ahlaki olarak eğitmemek, topluma baş belası kazandırmaktır” sözünü doğrulamaktadır.

 

Huzura giden yol

Vicdan geliştirmiş insanların beden ve ruh sağlıklarının daha iyi olduğu, ilişkilerinin ve meslek hayatlarının daha düzenli, kendilerinden memnun ve yaşam doyumlarının daha yüksek olduğu çok sayıda araştırma ile doğrulanmıştır.  Kendini aşan bir amaca sahip olmak, önemsediği konularda topluma katkıda bulunmak için zamanının ve maddi imkanlarının bir bölümünü ve yaşam yolculuğunda biriktirdiği deneyimlerden çıkardığı sonuçları, buna ihtiyacı olan insanlara vermektir. Böyle bir insan bunu dilenciye sadaka vererek değil, daha organize bir şekilde sivil toplum örgütlerine katılarak yapar. Huzurlu ve başarılı bir hayata hayaller peşinden giderek ulaşılmaz. Kişi bu hayata, kendi gerçeklerini fark ederek, hayallerini gerçeklerine göre kurarak ve enerjisini doğru yöne odaklayarak ulaşabilir.

 

Sonuç

Sağlık ve mutluluk, ilişkilerin ve üretkenliğin anlamlı olmasıyla mümkündür. Anlamlı bir üretim içinde olmak, değer verdiği ve değer gördüğü bir ilişki içinde yaşamak ve kendini aşan bir amaca hizmet etmek bu yolculuğun temel taşlarıdır. Böyle bir yaşantı kişiye kendini aşan bir aidiyet duygusu yaşatır. Bu sıraladıklarımız olgunluk yolunda atılacak adımlar için yol göstericidir.  Hiçbiri tek başına insanları mutlu kılmaz. Ancak birbirini tamamlayan parçalar olarak bütünün oluşmasına katkı sağlar

 

(*) Bu yazı Kronik Yayınlarından çıkan “Hayalini Yorganına Göre Uzat” kitabının finalinde yer alan “Bitirirken” bölümünden çok sayıda değişiklik yaparak alınmıştır.

Size nasıl yardımcı olabiliriz?

Bu hizmetimiz ile ilgili sorunuzu yanıtlamamız için formu doldurabilirsiniz. En kısa sürede yanıt vereceğiz.
TOP